21 Aralık 2020

TÜRKİYE, DARBE SUÇU İŞLEYEN AKP HÜKÜMETİ TARAFINDAN YÖNETİLİYOR !…

Tayyip Erdoğan ve AKP Hükümetlerinin iktidara gelmesiyle Türkiye sürekli olarak toprak kaybediyor. Son olarak Küçük Çuha Adası’nın da savunulmadan ve alenen Yunanistan’a teslim edilmesiyle Türkiye kendi hükümeti eliyle Anadolu kıyılarına hapsedildi. Adalar (Ege) Denizi Yunan gölüne dönüştü.

Türkiye İkinci Selanik Faciası’nı yaşıyor. 1912’de Selanik’in savunulmadan Yunanistan’a teslim edilmesiyle Balkanları kaybetmiştik. AKP Hükümetleri döneminde de 19 Türk Adası ve 2 Türk Kayalığı’nın savunulmadan Yunanistan’a teslim edilmesiyle Adalar (Ege) Denizi’ni kaybettik. Başta Adalar Denizi’nin girişi ve çıkışı olmak üzere Adalar Denizi’nin kontrolü tamamen Yunanistan’a geçti.

Türkiye’nin doğu ve güneydoğusunda bir karış vatan toprağını vermemek için nice Mehmetçikler, Polisler ve Korucular şehit olurken, Türkiye’nin batısındaki vatan toprakları adalar savunulmadan teker teker Yunanistan’a teslim ediliyor.

ANAYASAL DÜZENİ ORTADAN KALDIRMAK DARBE SUÇUDUR !…

Televizyon ekranlarında sürekli olarak boy gösteren Ceza Hukukçusu akademisyen ve siyasetçilerin gerçekleri görmezden gelmeleri dikkat çekiyor.

5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK), darbe suçlarını 3 madde halinde düzenlemiştir:

     *Anayasayı İhlal Suçu (TCK Md. 309)

     *Yasama Organına Karşı Suç (TCK Md. 311)

     *Hükümete Karşı Suç (TCK Md. 312)

Anılan suçların her birinin münferiden işlenmesi halinde veya ikisinin ya da üçünün birlikte işlenmesi halinde darbe suçu işlenmiş olur. Darbelerin sadece askerler tarafından yapılabileceği düşüncesi yanlış olup sıfat ve memuriyetleri ne olursa olsun yukarıda sıralanan darbe suçlarından sadece birisini işleyen veya ikisini yada üçünü birlikte işleyenler de darbe suçu işlemiş olur.

Anayasamızın ilk üç maddesi değiştirilemeyecek hükümler kapsamında olup anayasal düzenin nasıl olduğunu tarif ediyor. Anayasanın 3. Maddesine göre; Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçe’dir. Bayrağı, şekli kanunda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli marşı “İstiklal Marşı” dır. Başkenti Ankara’dır. Siyasal iktidarlar, anayasanın ilk üç maddesinde tanımlanan anayasal düzeni korumak ve idame ettirmekle görevlidir.

Siyasal iktidarların korumakla görevli olduğu anayasal düzen, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa AKP İktidarları döneminde değişikliğe uğrayarak ortadan kalktı. Adalar (Ege) Denizi’nde 19 Türk Adası ve 2 Türk Kayalığının 2004’ten itibaren Yunanistan tarafından işgal edilmesiyle, Türkiye batıdan bölündü ve Türkiye’nin batısında ikili devlet düzenine geçildi. Türkiye’nin batısındaki 19 Türk Adası ve 2 Türk Kayalığı Yunanistan’ın Başkenti Atina’dan yönetiliyor.

 

Egedenizi1

 

İzmir, Aydın ve Muğla illerimiz birisi Türk diğeri Yunan olmak üzere ikişer Belediye Başkanı tarafından yönetiliyor.

EgeDenizi2

İzmir, Aydın ve Muğla illerimiz birisi Türk diğeri Yunan olmak üzere ikişer Vali tarafından yönetiliyor.

 

egedenizi3

19 Türk Adası ve 2 Türk Kayalığı’nın Cumhurbaşkanlığı ve Başkomutanlık görevini Yunan Cumhurbaşkanı Madam Katerina yürütüyor. Yunan Cumhurbaşkanları, İzmir, Aydın ve Muğla İl sınırları içindeki adalarımıza elini kolunu sallayarak gelip giderken, saray yandaşları tarafından dünya lideri ilan edilen Tayyip Erdoğan, cesaret edip bu adalara gidemiyor.

 

Egedenizi4

Türk topraklarında, Türkçe ile birlikte Yunanca konuşuluyor, Türk bayrağı ile birlikte Yunan, Bizans ve Avrupa Birliği bayrakları dalgalanıyor ve İstiklal Marşı ile birlikte Yunan Milli Marşı da okunuyor.

     Türkiye’de, Yunan askerleri kullanılarak darbe yapılmıştır. Devletin tekliği ve birliği ortadan kalkmış, otorite, Yunanistan ve İstanbul Fener Rum Patrikhanesi  ile paylaşılarak Türkiye’nin batısında ikili devlet düzenine geçilmiştir.

 

SUÇA KARIŞMAYAN BAKANLAR DERHAL İSTİFA ETMELİDİR. AKSİ HALDE ONLARDA SUÇA ORTAK OLUR VE TCK 302, TCK 309 VE TMK 3’TEN YARGILANIRLAR !…

Vatan topraklarının savunulmadan ve alenen Yunanistan’ın egemenliği altına konulmasından birinci derecede Savunma Bakanı, İçişleri Bakanı ve Dışişleri Bakanı sorumludur.

Suça karışmayan bakanlar derhal istifa etmelidir. Aksi halde onlarda suça ortak olur ve Türk Ceza Kanunu (TCK) Madde 302’de tanımlanan vatana ihanet suçunu işlemekten, TCK Madde 309’da tanımlanan darbe suçunu işlemekten ve Terörle Mücadele Kanunu Madde 3’te tanımlanan terör suçunu işlemekten yargılanırlar.

EgeDenizi5

GENELKURMAY BAŞKANI YAŞAR GÜLER SARAY MUHAFIZLIĞI YAPIYOR !…

Vatan toprakları işgal edilirken olanı biteni turist gibi seyreden Yaşar Güler’in, vatan topraklarını savunmak yerine saray muhafızlığı yaptığı ortaya çıktı. Türk adalarını işgal eden, Türk düşmanı işgalci Yunan subaylarını özel misafiri olarak Fenerbahçe Orduevi’nde ağırlayan Yaşar Güler’in, vatan topraklarını savunduğum için şahsımı hedef alarak orduevlerine girişimi engellemesi üzerine İdare Mahkemesi’ne açtığım davada ilginç bir durumla karşılaştım. Güler’in direktifi doğrultusunda görev yapan kurul tarafından, Tayyip Erdoğan’ı eleştirdiğim yazı için orduevlerine girişim 1 yıl süreyle yasaklanmış. Yasaklamaya konu edilen yazının bağlantısı aşağıdadır.

http://www.turkdevrimi.com/yazarlar/umit-yalim/tayyip-erdogan-derhal-istifa-etmelidir/2198/

     22 Nisan 2020 Tarihli yasaklama kararının altında, Genkur. İkinci Başkan Vekili ve Personel Başkanı Korgeneral Selçuk Bayraktaroğlu ve Hukuk Hizmetleri Başkanı Dr. Hakim Tuğgeneral Dinçer Ural ile birlikte Daire Başkanı ve Şube Müdürlerinin imzası var. 1 Yıllık yasaklama kararı oybirliği ile alınmış. Başta Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler olmak üzere General Selçuk Bayraktaroğlu ve General Dinçer Ural, boğazlarına kadar siyasete batmış durumda. TSK İç Hizmet Kanunu Madde 35’e göre asli görevi vatanı savunmak olan generaller, vatanı savunmak yerine işi gücü bırakıp saray muhafızlığı yapıyor. Saray Muhafızlığına soyunan ve boğazlarına kadar siyasete batan generaller, Erdoğan’ın tekzip bile edemediği yazı nedeniyle orduevlerine girişimi 1 yıl süreyle yasakladılar.

     İdare Mahkemesi, Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı’nın şahsımla ilgili orduevleri giriş yasağı işlemini hukuka aykırı bularak oy birliği ile Yürütmeyi Durdurma Kararı” verdi. Adalarımızı işgal eden, Türk düşmanı, işgalci Yunan subayları, Hulusi Akar ve Yaşar Güler’in özel misafiri olarak elini kolunu sallayarak orduevlerine girerken, vatan topraklarını savunan Türk subayı Ümit YALIM, orduevlerine ancak mahkeme kararı ile girebiliyor. Dava başlangıcında savunma göndermek için 30 günlük yasal süreye ek olarak 30 günlük ilave süre isteyen ve bu suretle ipe un sererek mahkeme kararını geciktirmeye çalışan Hulusi Akar, Yaşar Güler ve ekibi, mahkemenin yürütmeyi durdurma kararına hemen itiraz ederek Bölge İdare Mahkemesi’ne başvurdu. Hukuki süreç devam ediyor. Şimdilik orduevlerine mahkeme kararı ile giriyorum.

egedeniziresmigazete1 egedenizesmigazete2

TÜRKİYE BÖYLE SKANDAL GÖRMEDİ !… YAŞAR GÜLER VE KARARGAHI, İŞGAL EDİLEN TÜRK ADALARININ YUNAN ADALARI OLDUĞUNU İMA EDİYOR !…

Yasaklamaya konu edilen yazımda, “Irak, Suriye ve Libya’nın toprak bütünlüğünü sağlamak için asker gönderdiğini iddia eden Erdoğan, Türkiye’nin toprak bütünlüğünü sağlamak için işgal edilen 18 Türk Adası’na asker göndermiyor, diplomasiyi de kullanmıyor” ifadesini kullanmıştım. Ayrıca, basında yayınlanan yazılarımda da Türk adalarının savunulmadan Yunanistan’a teslim edildiğini vurgulamıştım. General Yaşar Güler’in emirleri doğrultusunda görev yapan Kurul’un kararında, “Genelkurmay Harekat Başkanlığı ve Genel Plan Prensipler Başkanlığıyla yapılan yazışmalar sonucunda E.P.Kur. Alb. Ümit YALIM’ın Ege ve Akdeniz konusunda T.C. Devleti politikaları ve TSK’nın tutum ve hareketlerine dair yazılarının mesnetsiz olduğu iddia edilmiş. Başta Genelkurmay Başkanı General Yaşar Güler olmak üzere Genkur. Hrk. Bşk., Genkur. Plan Prensipler Başkanı, General  Selçuk Bayraktaroğlu ve General Dinçer Ural, işgal edilen Türk adalarının Yunan adaları olduğunu ima ediyor yani dolaylı olarak Türk adalarının Yunan adaları olduğunu iddia ediyor.

Yani, General Güler ve Karargahı, altında Atatürk ve İnönü’nün imzası bulunan ve 25 Ocak 1933’te yayınlanan Resmi Gazeteye göre Türk Adası olan, 24 Mart 1933’te Milletler Cemiyeti tarafından Türk Adası olarak tescillenen, 1939 ve 1943 tarihli İngiliz haritaları ile 1951 ve 1957 tarihli ABD haritalarında Türk Adası olarak gösterilen ve 2016’da işgal edilen Marathi Adası’nın Yunan adası olduğunu iddia ediyor.

General Güler ve Karargahı, 1999’da Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun sahip çıktığı ve iskana açılmasına bile müsaade etmediği ancak Yaşar Güler’in Genkur. Başkanlığı döneminde Mart 2020’de işgal edilen Plati Kayalığı’nın da Yunan Kayalığı olduğunu iddia ediyor.

GENERAL YAŞAR GÜLER VE KARARGAHI, İDDİALARINI İSPAT ETMEK ZORUNDADIR !…

2004’ten bu güne kadar işgal edilen 19 Türk Adası ve 2 Türk Kayalığı’nın Türkiye’ye ait olduğunu gösteren uluslararası antlaşmaları, resmi belgeleri ve haritaları Türk kamuoyu ile paylaştım. İstanbul Osmanlı Arşivi, Ankara Cumhuriyet Arşivi, Türk Tarih Kurumu, İngiltere Dışişleri Bakanlığı, Birleşmiş Milletler Cenevre Ofisi ve diğer açık kaynaklardan temin ettiğim antlaşma, belge ve haritaları hem Türk kamuoyu ile hem de Genelkurmay Başkanlığı, Kuvvet Komutanlıkları, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Milli Güvenlik Kurulu ile paylaştım, paylaşmaya devam ediyorum. Bu güne kadar işgal edilen adalar ve kayalıklar hakkında basına yaptığım açıklamalar yüzlerce defa haber oldu. İşgal haberlerinin hiçbirisi, konunun muhatapları olan AKP Hükümetleri, Dışişleri, İçişleri ve Savunma bakanlıkları ile Genelkurmay Başkanlığı tarafından tekzip edilmedi, edilemedi.

Söz konusu somut belgelere rağmen, General Güler ve Karargahı, 30 Mayıs 1913 Londra Antlaşması, 1923 Lozan Antlaşması ve 1947 Paris Antlaşması ile ismen egemenlik devri yapılmayan ve anılan antlaşmalara göre Türk egemenliğinde kalmasına rağmen savunulmadan Yunanistan’a teslim edilen ada ve kayalıkların Yunanistan’a ait olduğunu iddia ediyor. General Güler ve Karargahı, Yunanistan’a ait olduğunu iddia ettikleri söz konusu adalar ve kayalıkların, varsa hangi antlaşma ile Yunanistan’a verildiğini ispatlamak zorundadır.

İşgal edilen Türk adalarının Yunan adaları olduğunu iddia eden Yaşar Güler ve karargahını, 25 Aralık 2020 Cuma günü saat 17:00’ye kadar iddialarını ispat etmeye davet ediyorum. İddialarını belirtilen gün ve saate kadar ispat edemezlerse, başta Genelkurmay Başkanı General Yaşar Güler olmak üzere Genkur. Hrk. Bşk., Genkur. Plan Prensipler Başkanı, General  Selçuk Bayraktaroğlu ve General Dinçer Ural, TCK 302, TCK 309 ve TMK 3’te tanımlanan suçları işlediklerini zımnen ve hukuken kabul etmiş olacaklardır. Böyle bir durumda da, 2016’dan bugüne kadar savunulmadan Yunanistan’a teslim edilen Türk adaları ve Türk kayalıkları için Aydın ve Muğla Cumhuriyet Başsavcılıkları tarafından anılan generaller hakkında resen soruşturma açılmalıdır.

Ümit YALIM

Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri